20101208

ne zor

Seni tanımak istiyorum. Daha çok tanımak. Aşık olmak istiyorum. Elini tutup sıkıca hiç bırakmamak istiyorum. Birlikte olalım istiyorum. Kokun önemli. Kokunu duymak istiyorum. Bana bir bakınca için erisin istiyorum. Gözlerimin taa içine bak istiyorum. Yanımdayken başka her şeyi unutayım istitorum. Beni kabul et istiyorum. Hayatının bir tarafında durayım istiyorum. Bana aşk sözleri söyle istiyorum. Senin de beni istediğini bileyim istiyorum. Kendimden de senden de emin olmak istiyorum. Tut beni sımsıkı, hiç bırakmayacakmışcasına tut beni istiyorum. Sanki çok uzun zamandır seni tanıyormuşum gibi çok uzun zaman sonra hala seni tanımak istiyorum. Her geçen gün yeni bir şeyini öğreneyim, her geçen gün seni merak edeyim istiyorum. Seni görünce heyecanlanayım istiyorum. Seni izlemek istiyorum. Mimiklerini öğreneyim, tepkilerini bileyim istiyorum. Ama hiç sıkılmadan... her macera dolu yeni bir günde seni gördüğüme sevineyim istiyorum. Anlatayım istiyorum. Seviyorum diyeyim. Her geçen gün seni kaybetme korkusuyla geçmesin istiyorum. Dinleyeyim istiyorum, sabırla dinleyeyim. Ağzından çıkan her cümlede gözlerinin içi gülsün istiyorum. Üzülme istiyorum. İyi ol istiyorum. Zarar görme istiyorum. Beni bırakma istiyorum.

Beni bekle istiyorum. Ben de seni bekleyeyim istiyorum. Gözlerimiz buluşsun istiyorum. Onlar kavuşunca dudağımın ucunda tebessüm oluşsun istiyorum. Vücudunu tanımak istiyorum. Sen de beni, benimkini tanı istiyorum.

Sevdiğine sevdiğim diyememek ne zor. Onun çektiği acıları avutamamak, hislerine yeterli olamamak. Gönlünü açamamak. Sımsıkı sarılmak istiyorsun. Ama çok acı. Kim bilir o neler neler yaşıyor. Elini uzatamıyorsun. Ya elini uzattığında senin elini tutmazsa. Ya da elini tutsa da onun yüreğine dokunamamak. O çok zor dediğinde cevap verememek. Evet çok zor. Zor işte. Keşke o da sımsıcak olsa. Kokusunu istiyorsun. Onunla uyumak. Uyandığında sabah onu seyretmek. O farkketmeden onu koklamak, nefes alışını dinlemek. Eli karnında hissetsen ya onun orada oracıkta seni beklediğini. Çok mu zor? Üstesinden gelinemeyecek kadar acı mı? O dayanamıyor. Ellerinin arasına kendini nasıl boşverdiğini görebilirken senin ona o kadar sıkı sarılman ona ne ifade edebilir ki? Ya ittirirse seni. Ya istemezse. İşte o zaman ne yapacaksın?

20100715

işte benim bu kadar



şöyle bir bakınca ne kadar az yer gezmişim diyorum...

create your own visited country map
or write about it on the open travel guide

20100625

F.U.C.K "Fornication Under Control of the King"

"Ingiltere tarihinin en kanli ve dramatik zamanlarindan biri kral VIII. Henri zamanidir...Veba, katliam,savaslar, uzak diyarlarda somurgelere gidenler, orada kaybedilenler ve buna benzer sebeplerle ülkenin nüfusu neredeyse yari yariya dusmus, Kral ulkesinin geleceginden ciddi bir bicimde endiselenmeye baslamistir. Ama yaptirdigi arastirmalar sonucunda ulke hapisanelerinde cok sayida serseri, hirsiz katil vs. ve cok sayida fahise oldugunu tesbit etmis ve nufus artisini saglayabilmek amaciyla kral kontrol|nde hapisanelerde ciftlesmeler organize etmistir. Dunyaya getirilen cocuklari da Ingiliz Kraliyeti, yetistirme ve topluma katma isini ustlenmistir. Bu nufus arttirma islemine "Fornication Under Control of the King" yani "Kral kontrolünde zina" denmis ve FUCK olarak kisaltilmistir. Bu Fuck islemleriyle Ingiltere nufusu 10 yil icersinde 2 ye katlanmistir. "Fuck" kelimesi de ingilizceye buradan girmistir. Bu olayin Tarih kitaplariyla sabiti dogrudur."

http://www.vtunnel.com/index.php/1010110A/24e53be540d2a93d663a684ced6cf7af3177f238455817b49becb900206ed48e3cab0437903092c116750

20100619

allahcc


If God had a name what would it be? 
And would you call it to his face? 
If you were faced with Him in all His glory 
What would you ask if you had just one question? 

1-And yeah, yeah, God is great 
Yeah, yeah, God is good 
yeah, yeah, yeah-yeah-yeah 

What if God was one of us? 
Just a slob like one of us 
Just a stranger on the bus 
Tryin' to make his way home? 

If God had a face what would it look like? 
And would you want to see if, seeing meant 
That you would have to believe in things like heaven 
And in Jesus and the saints, and all the prophets? 
(repeat 1, 1) 

Back up to heaven all alone 
No, nobody calling on the phone 
No, just tryin' to make his way home 
Nobody calling on the phone 
'Cept for the Pope maybe in Rome 



dinimiz amin! 

pin-up kızı

Pin-up kızı ya da pin-up modeli, yaygın şekilde basılmış resimleri pop kültürü olarak kabul edilmiş olan mankenlere verilen isimdir. Pin-up kızları genellikle, moda modellerinden ya da kadın oyunculardan seçilirler.

"Pin-up" aynı zamanda bu türden fotoğrafların benzerlerinin boya ile resmedilmiş çizimlerine de verilen bir isimdir (Pinup sanatçıları listesine bakabilirsiniz). Pin-up terimi ilk olarak İngilizce diline 1941 ylında girmiş olmasına rağmen terimin kökeni 1890'lara kadar uzanmaktadır. "Pin up" resimleri, magazinlerden ya da gazetelerden kesilmiş resimler ya da kartpostal ve benzeri biçimlerde olabilirler. Ayrıca bu tür resimler çoğunlukla duvar takvimlerinde bulunmaktadırlar ve bundan dolayı da duvara raptiye ile tutturulmaktadırlar. Pin up teriminin Türkçedeki birebir karşılığı iğnelemek ya da raptiyelemektir. Ancak daha sonraları pin-up kızlarının posterleri de yaygın olarak basılmaya başlanmıştır.

Birçok pin-up resmi, kendi dönemlerinin birer seks sembolü olarak görünen Şöhretler (Celebrity)dir. İlk pin-up kızları arasındaki en ünlülerinden biri Betty Grable'dır ve posterleri II. Dünya Savaşındaki nerdeyse tüm Amerikan askerlerinin soyunma dolaplarını süslemekteydi. Sanatsal olarak pin-up ise, çekici ve güzel bir kadının nasıl olması gerektiğine dair görüntü veren idealize edilmiş kadın resimleridir. Bu tip ideal kadınların ilk örneklerinden biri, Charles Dana Gibson tarafından yaratılmış olan ve daha sonra Gibson kızı olarak da anılacak olanıdır. Bu akım daha sonra bu alanda çok meşhur olacak olan Alberto Vargas ve George Petty gibi bir çok sanatçının yetişmesine yol açmıştır.

Güzelmiş